Bir Otomobil Hikayesi
- Ekrem Çankırlı
- 7 Eki 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Eki 2024
Ulaşım araçları bir yerden bir yere gitmek için mesafeleri kısaltan insanların hayatını kolaylaştıran teknolojik araçlardır. İlk zamanlar insanlar için yürüme ile başlayan serüven evcilleştirdikleri hayvanlar ile devam etmiş tekerleğin icadı ile bu canlılar insan taşımadan yük taşımaya kadar birçok alanda ulaşım aracı olarak kullanılmıştır. Ulaşım araçlarıyla, işini görmek için bir yerden bir yere gitmek, seyahat etmek insanoğlunun hem keşiflerine hem de sosyoekonomik, kültürel gelişimine katkıda bulunmuştur. Özellikle 19 yüzyıl itibariyle sanayinin de gelişimi ile en popüler araçlardan biri otomobil olmuştur.
Otomobil, yolcu veya yük taşımak üzere tasarlanmış, motorlu ve tekerlekli bir kara ulaşım aracı olarak, yakıtla çalışan bir motor sayesinde hayvan gücü kullanılmadan, itmeden veya çekmeden hareket edebilen ve üzerindekileri de taşıyabilen bir taşıttır. İnsanlar için bireysel ulaşıma ilişkin en tercih edilen sırlamada yer almıştır. Otomobilin tarihsel sürecine ve tarihsel gelişimine göz atıldığında;
Otomobilin gelişimi insaoğlunun ne kadar istediğiyle şekillenmiştir. Robert Bacon arkadaşına yazdığı bir mektupta başka bir canlının gücüne ihtyaç duymadan, hayal edilemeyecek bir hızda ilerleyen bir aracın gerçek olabileceğinden bahseder.
Ferdinand Ferbiest, 16. yüzyılda Çin İmparatoru için buharla hareket eden oyuncak bir araç tasarlamış ve otomobilin gelişimine önemli bir adım atmıştır.
18. yüzyıla gelindiğinde ise buharla çalışan bir otomobil hayal olmaktan çıkar. Önce James Watt buharla çalışan ilk motoru geliştirir. Ardından Nicholas Cugnot "Buharlı yük arabası" adını verdiği aracı çalıştırmayı başarır. Buharlı yük arabası saatte 4 km hıza sahiptir.
19. yüzyılda ise bir çok mucit, kendini otomobil üzerine yeni buluşlara adamıştır. Günümüz otomobillerine yönelik adımlar bu dönemde atılır. Artık üretim zamanıdır...
Otomobil tarihinin dönüm noktaları
Otomobil tarihinin ilk dönüm noktası sayılabilecek gelişim, iki zamanlı içten yanmalı motorun 1859 yılında Jean Joseph Etienne Lenoir tarafından icat edilmesidir. Belçikalı mühendis, gazyağı ile çalışan aracında petrol kullanmayı dener ve ilk karbüratörü geliştirir.
1885 yılında Gottlieb Daimler'in Nikalous Otto ve Eugen Langen ile birlikte ürettiği 4 zamanlı motor otomobil endüstrisinin gelişiminde büyük rol oynamış ve birçok yeniliğin kapısını aralamıştır. Otomobil artık mektuplarla hayali kurulan bir araç değil, hızla gelişen bir sektör olma yolundadır.
Önemli buluşlar ve hızla artan patent başvuruları birbirini izler. Brayton ilk benzinli motoru tasarlarken, Karl Benz ilk benzin yakıtlı içten yanmalı motora sahip otomobili üretir. Gelişim o kadar hızlıdır ki 1894 yılında ilk otomobil yarışı düzenlenir. 1898 yılında Paris'te düzenlenen ilk otomobil fuarına tam 269 firma katılır, fuarı 140 bin kişi izler.
Otomobil üretiminde buluşlar
Döneme damgasını vuran diğer icatlar 1911 yılında Charles Kettering'in endüstriye kazandırdığı elektrikli ateşleme, marş ve marş motorudur. Daha sonra Charles Kettering 4 tekerlek freni ve bağımsız süspansiyonu da otomotive kazandırmıştır.
Otomobil üretim esasları şekillenirken bürokrasi ve hukuk ilerleme gösterir. Trafik kuralları, karayolu yasaları ve plaka sistemleri gelişmeye başlar. 1900'lerin başlarında Paris'te 30 km hız sınırı tehlikeli bulunduğu için otomobillerle ilgili sınırlamaları belirlemek için bir birlik kurulur.
1920'lerden itibaren birçok otomobil üreticisi pazar ihtiyaçları doğrultusunda seri üretime başlar. Bunun en önemli örneği ilk satın alınabilir otomobil olarak Ford'un 1927 yılında piyasaya sürdüğü T modelidir. Bu araçtan 15 milyon adet satılmıştır. Bu modelin başarısı Henry Ford'un kendi fabrikasında başarıyla devreye aldığı konveyor bant sisteminin, aracın seri üretimini mümkün kılmış olmasıdır.
Otomobil tarihinde kalite dönemi
Birinci Dünya Savaşının son bulmasından itibaren 1919 yılında otomotiv sektörü 10 yıl sürecek kalite dönemine tanklık eder. Otomobil motoru dışındaki diğer parçalardaki kalite de bu dönemde artar.
ABS sistemi, çelik karoserler, önden çekiş sistemleri, kapalı gövdeler kalite döneminin önemli adımlarıdır. Döneme damgasını vuran modellerden biri 1922-1939 yılları arasında üretimine devam edilen Austin Seven modelidir.
Bu yıllar, seri üretimle birlikte lüks araçların da üretildiği yıllardır. Tüm Dünya tarafından takip edilen otomobil üreticileri daha büyük, daha güçlü motorlara sahip ve daha klasik araçlar üreterek pazarı genişletirler.
Otomobil markaları artık tüketiciler için fark yaratan yenilikler peşindedir. Studebaker Commander klimayı standart olarak kullanırken, Buick ilk elektrikli cam sistemini hayata geçirir. 1957 yılında Imperial hız sabitleyici sistem ile ön plana çıkarken Volvo mühendisleri ilk üç noktalı emniyet kemerinin patentini alır. Wankel motoru da bu dönemde araçlarda kullanılmaya başlar.
Japonya'nın JIT üretim sistemi ile otomotiv endüstrisinde atak yapması rekabetçi atmosferi daha da arttırır. Amerikalı ve Avrupalı üreticilerin tekeli kırılır, otomobil tüm dünyaya daha da hızlı bir şekilde yayılır.
Modern otomobiller dönemi; Çevreci otomobil üreticileri
Modern evre, gerek teknik gerekse tasarım anlamında standartların yükseldiği ve platform paylaşımının arttığı bir dönem olmuştur. Yaygın kanıya göre bugün yollarda gördüğümüz araçlar 100.000'den fazla patentin sonucudur.
Artık otomotiv pazarı segmente olmuş, tüketici ihtiyaçları şekillenmiştir. Hızla artan teknoloji ile üreticiler, daha az yakıt tüketen, çevreye duyarlı, fonksiyonel, güvenli ve yüksek performanslı araçlar üretmeye başlamışlardır. Bu dönem aynı zamanda tanıtım ve pazarlamanın da hat safhada geliştiği dönemdir.
1970'lerde endüstrinin temel problemlerinden biri olan araçlardaki emisyon problemleri bilgisayar destekli motor yönetimi sayesinde büyük ölçüde çözülse de alternatif yakıt ve yeni güç kaynağı çalışmaları hızla devam etmektedir. HEV (Hibrit Elektrikli Taşıtlar) ile FEV (Tamamen Elektrikli Taşıtlar) şimdiden pazara sunulmuştur.
Türkiye'de otomotiv sanayinin gelişimi
Türkiye'de otomotiv sanayinin temelleri 1950'lerde atılmış, 1961 yılında ise tüm parçaları ile yerli olan "Devrim" üretilmiştir. Otomobilde ilk seri üretim 1966 yılında "Anadol" otomobili ile başlar. Bursa'da kurulan ve 1970'li yılların başında üretime başlayan Tofaş ve Oyak Renault firmalarının montaj üretimi ile gelişmeye devam eder.
1980'yılından itibaren başlayan sanayileşme, ardından uygulanan gümrük birliği politikaları ile otomotiv sanayi yeni bir döneme girmiştir. Türkiye artık üreten, üretmek için Ar-Ge'ye yatırım yapan, satan, satmak için pazar dinamiklerini analiz eden bir ülke olmuş, 2007 yılında 1.100.000 üretim sınırını ve 800.000 adetlik ihracat sınırını aşmıştır.
Ülkemizin kalkınmasında stratejik bir öneme sahip olan ve küresel rekabette her geçen gün güçlenen otomotiv sanayi yerli elektrikli otomobil üretimleriyle küresel anlamda hem satış hem de satış sonrası pazarlarda etkili olacağının işaretlerini vermektedir.
Dolayısıyla otomobil; sağladığı katma değer ile icadından gelişimine, kalitesinden, güvenliğine son bir kaç yüzyılda olduğu gibi gelecekte de günün şartlarına göre kendini güncelleyecektir. İnsanoğlunun mesafeleri kısaltmak ve ulaşım ihtiyacını karşılamak için kullandığı bu araç her zaman insanların ilgi odağında kalıp kendi hikayesini daha da geliştirecektir.
Otomobil kendi hikayesinde yarattığı Otomotiv sektörü ile birçok sektörü etkileyen, iş hacmi, istihdam ve ekonomiye katkı açısından katma değeri çok yüksek olan güçlü bir sektördür. Bu bağlamda hızlı bir gelişim içindedir. Bu gelişmenin sürdürülmesi, öngörülen hedeflere ulaşılabilmesi ve uluslararası alanda rekabet edilebilmesi için teknolojiye dayalı sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü kazanmak gerektiği ifade edilmektedir.
Kaynakça
Bursa Uludağ Üniversitesi Faik Çelik Otomotiv Mühendisliği Bölümü, 2011.
Comments