Çalışma hayatında mutluluk

Psikoloji ve güven kavramı, günlük hayat içinde ve toplumsal ilişkilerde sosyaekonomik ve kültürel değerlerin alt yapısını belirleyen, aynı zamanda bireyler arası ilişki ve etkileşimde ön plana çıkan iki önemli öncül kavram olarak düşünülebilir. Günün koşuşturması içinde beşeri ilişkilerin şekillenmesinde davranış biçimlerine yansıyan, davranışların ve ilişkilerin sonuçlarını olumlu ya da olumsuz halde görebildiğimiz bu durum; bir motivasyon olarak değerlendirilmesi gereken öncül konu olabilir.

İnsan, hayatı boyunca çabalayan ve çabalar sonucu kendini gerçekleştirme olgusunda gören bir canlıdır. Bu çabaların büyük bir kısmını da çalışma hayatı belirleyebilmektedir. Dolayısıyla çalışma hayatı içindeki öncüller ve yaklaşımlar psikoloji ve yarattığı güven zeminine göre kendine yer bulmaktadır. Çalışma ve çalışma süreci, tüm bireylerin ve toplumların geleceğini, en önemli olgulardan biri olarak biçimlendirmektedir. Psikolojik duruma bağlı, motivasyonu iyi olan güven ortamları her zaman kabul görmekte ve diğerlerine göre en önde yer almaktadır. 

Bu durum, aynı zamanda güven olgusunun yarattığı olumlu psikolojik sonuçlar olarak düşünülebilir. "Çalışma (work), tüm zamanlarda bireylerin yaşamlarında yer etmiş önemli bir faaliyet olmuştur ve insanı ekonomik, fiziksel, piskolojik ve toplumsal açıdan etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Marx'a göre; çalışma insanın metabolizması gereği doğal olarak gerçekleştirdiği bir aktivitedir. Birey, çalışırken haz ve mutluluk duymalıdır. (Keser, A. ve Güler, B., 2016:61-62)." 

Bu bağlamda çalışma, toplumsal bütünlüğün parçası olan bir olgu olarak değerlendirildiğinde; bireyin uyku saati ve birkaç saatlik sosyalleşmesi dışında kalan zaman dilimindeki oran olan ve günün yaklaşık yüzde seksenine gelen bir çalışma saatinde, psikolojik güven ortamı için çalışmanın haz ve mutluluğu sağlayabilecek, en önemli etken olduğu görülebilir. Bireyin ihtiyaçlarına göre şekillenebilir. Dolayısıyla çalışma belirleyici olduğuna göre "çalışma psikolojisi" kavramı da önemli hale gelmektedir. 

Psikoloji disiplininin altında iki başlık olarak ayrılan "Temel Psikoloji" ve "Uygulamalı Psikoloji" alanlarından Uygulamalı psikoloji alanında yer alan çalışma psikolojisi kavramına göre; çalışanın, çalışma hayatında yaşadığı sorunlarla ve iyi olma haliyle ilgilenilmeli, bunu olumlu seviyelere çıkarabilmek için psikolojik güven ortamının daha iyi seviyelere ulaşabilmesi sağlanmalıdır. 

Çalışmanın birey için bir anlamı olduğundan; gelir elde etme, statü kazanma, düzenli yaşama kavuşma, sosyal çevre edinme, kendisini gerçekleştirme fırsatı elde etme, sosyal sorumluluk üstlenme, psikolojik tatmin elde etme olguları önem arz etmektedir. Çalışma bağlamında insanlık tarihinde bu ihtiyaçlar değişebilmektedir. Fakat anlam seviyesi genelde aynı kalmış olup bilgelik çağına doğru yol alan süreçte "Peter Drucker bunu şöyle dile getirmektedir; Bir kaç yüzyıl içinde, zamanımızın tarihi uzun bir perspektiften yazıldığında, büyük olasılıkla tarihçilerin göreceği en önemli olay teknoloji, internet ya da e-ticaret olmayacaktır. Bu, insanlığın içinde bulunduğu koşullardaki emsalsiz değişikliktir. İlk kez bu kadar çok insanın-ki sayısıyla hızla büyüyor-seçeneği var. İlk kez bu insanlar kendi kendilerini yönetmek zorunda kalacaklardır. Ve toplum buna tamamen hazırlıksız durumda (Keser, A. ve Güler, B., 2016:100-101)." 

Dolayısıyla bu hazırsızlık, yeni tartışmaları ve çalışma hayatında bireyin bu değişim ve dönüşüm sürecinde yeni psikolojik ve güven ortamlarına ihtiyacını gündeme getirmektedir. Uygulamaların yarattığı psikoloji ve güven ortamının, birey için bir anlam ifade etmesi ve onun iyi olma halini, memnuniyetini sağlaması gerekmektedir. Birey, çalışmasından zevk almalı ve mutluluk duymalıdır.

Kaynakça

Keser, A., Güler, Burcu Kümbül (2016). Çalışma Psikolojisi, Umuttepe Yayınları, (1. Baskı). Kocaeli Üniversitesi.

Görsel: Mutluluk, istokphoto.com, https://www.istockphoto.com/tr/foto%C4%9Fraflar/mutluluk