top of page

Kent ve Yönetişim

Güncelleme tarihi: 2 May

Sosyal, ekonomik, kültürel ve toplumsal konularla her an iç içeyiz. Bu konular ilgi alanım dışında, ilgilenmiyoruz diyenler olsa da olguların yarattığı bazı sonuçlar olumsuz bir şekilde bizleri etkileyebilmektedir. Etki alanının yarattığı bu çıktılar bireyin psikolojik ve güven ortamını da belirlemektedir. Bu bağlamda bireyler çevrelerinde yaşadıklarından kaynaklı, güven ortamının zayıfladığını düşünmektedir. Bu duruma bir çözüm yöntemi bulabilmek için çok yönlü harekete geçmekte, durumu tartışmakta ve yorumlamaktadır. Dolayısıyla her ortamda kendine göre doğru kabul ettiği düşüncelerinin, önerilerinin hayata geçmesini/geçirilmesini ve sürdürülebilir güvenli bir ortamda, asgari nitelikli bir yaşam düzeyi yaratılmasını beklemektedir. Özellikle son yıllarda yoğunlaşan ve gelişen hızlı ulaşım yöntemleri, bilgi iletişim teknolojisinde değişime ve dönüşüme sebep olmuş, küreselleşme bir üst seviyeye çıkarak, sınırlarının kalkmasına, açıklığa zemin hazırlamıştır. İnsanların bilgiye ulaşmasını ve kıyaslama imkanını artırmış, konuları ve durumları daha hızlı gözlemlenebilir, tartışılabilir ve yorumlanabilir hale getirmiştir. Bulunduğu konumdan yerelden küresele görüşler, fikirler daha kolay paylaşılabilir hale gelmiş, iletişim ve etkileşim artmıştır. İnsanların bulunduğu çevreyle başlayan günlük yaşam standartlarını etkileyen sosyaekonomik, kültürel olguların dışında; doğal kaynaklar, temiz hava, su, beslenme, yoksulluk ve yoksunluk, sağlık sorunları hayatta kalabilme şartlarını belirlemektedir. Özellikle çevre sorunlarının 20. yüzyılın son çeyreğinde tüm dünyada gündemin üst sıralarında yer almaya başlaması ile insanlık için oldukça ürkütücü bir geleceğin şekillenmeye başlaması, giderek kirlenen, doğal kaynakları hesapsızca tüketilen bir dünyada sürekli artan çevresel bozulma, yoksulluğun ve eşitsizliğin hızlanması nedeniyle yöneticiler; insanlığın çıkış yolunun çevre ile kalkınma arasında yaşamsal bir köprü kurulmasında yattığını ve gelişmenin sürdürülebilir olmasına bağlı bulunduğunu görmeye başlamışlardır.

1992 yılında Rio de Janeiro'da gerçekleştirilen BM Dünya Çevre ve Kalkınma Konferansı sırasında, 21. yüzyılın asıl hedefi olarak belirlenen sürdürülebilir kalkınmaya nasıl ulaşılabileceği belgelendirilmiş ve Türkiye'nin de Başbakan düzeyinde temsil edildiği Konferans'ta, "Gündem 21" başlıklı somut bir küresel eylem planı benimsenmiştir. Çoğumuzun duyduğu veya bildiği Gündem 21; yeni yüzyılın gündemini oluşturmayı amaçlamakta, içeriği ile, bu yüzyılda çevre ve kalkınma sorunlarıyla başa çıkılmasına ve sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesine yönelik eylem planlarını tanımlamaktadır. "İnsanlık tarihsel bir dönüm noktasındadır" tümcesiyle başlayan Gündem 21, belirlenen amacın vazgeçilmez bir yöntemi olarak, "küresel ortaklık" kavramını gündeme getirmektedir. Bu kavramla birlikte, tüm dünyada geleneksel yönetim anlayışı, yerini, "yönetişim" (governance) olarak ifade edilen, katılımcılığa ve ortaklıklara dayalı yeni bir yaklaşıma bırakmaya başlamıştır. Yönetişim; “iyi bir yönetim ve paydaşların güvenini kazanmak için uygun kültürün ve iklimin oluşturulması” olarak tanımlanabilir. Ne yapılacağını ve hangi kurallar içerisinde yapılacağını belirleyen "kurumsal güven" olarak da ifade edilebilmektedir. Sorunlara çözüm olarak belirlenen bu yönetimsel yaklaşım kapsamında, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, diğer yerel aktörler, merkezi yönetimlerle uluslararası topluluğun ortakları olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. 

Türkiye'de Yerel Gündem 21 Süreci ve uygulamaları, 1997 yılı sonunda, UNDP’nin desteğiyle, IULA-EMME Türkiye’deki – Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu Bölge Teşkilatı’nın koordinatörlüğünde yürütülen “Türkiye’de Yerel Gündem 21’lerin Teşviki ve Geliştirilmesi” Projesi ile başlamıştır. T.C. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla başlatılan proje, iki yıllık bir uygulama dönemi sonrasında, Aralık 1999’da tamamlanmıştır. Bu projenin başarısı üzerine UNDP, ikinci aşamaya da destek vermeyi kabul etmiş, T.C. Bakanlar Kurulu’nun da bunu benimsemesinin ardından, “Türkiye'de Yerel Gündem 21'lerin Uygulanması” başlığını taşıyan ikinci aşama projesi, Ocak 2000’de başlamıştır. İkinci aşaması sırasında çeşitli alt-projelerin başlatılması ve yeni katılımlarla proje ortağı yerel yönetimlerin sayısının 50’yi aşması sonrasında, Yerel Gündem 21 uygulamaları “proje” çerçevesinden çıkarılarak, uzun erimli bir “Program”a dönüştürülmüştür. 

Bu program kapsamında yerel yönetimlerin 'kolaylaştırıcı' ve 'yapılabilir kılıcı' rolü ile desteklenen, belde halkının gücüne dayalı, yerel ilgi grupları ile işbirliğini ve 'eşit ortaklıkları' teşvik eden, demokratik ve katılımcı bir yönetişim anlayışının gelişmesi ve yerleşmesi yönünde kalıcı adımlar atılması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede programın; yerel ortaklarını oluşturan dernekler ve vakıflar, meslek odaları ve sendikalar gibi sivil toplum kuruluşları, özel sektör kuruluşları, akademik kuruluşlar, basın-yayın kuruluşları, mahalle yönetimleri, yurttaş girişimleri ve genelde tüm yerel topluluk üyelerine açık tutulması için çaba gösterilmektedir. Kadının kentsel yaşama etkin katılımının artırılması ve yerel planlama ile karar alma süreçlerinde cinsiyet konusu üzerinde durulmasını sağlamayı amaçlayan, gençleri 'yalnızca geleceğin yöneticileri değil, aynı zamanda bugünün ortakları' olarak gören, yaşlılar, çocuklar ve engellilere daha fazla ve eşit fırsat yaratmayı hedefleyen politikalara ve uygulamalara özel önem atfedilmektedir.

Bu amaçlar ışığında kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışacak kent konseyleri kurulmuş ve çalışma usul ve esaslarını düzenlenmiştir. 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 76'ncı maddesine dayanılarak hazırlanan Kent Konseyleri yönetmeliği ile ülkemizdeki belediye teşkilatı olan yerlerde, mahalli idareler genel seçim sonuçlarını izleyen 3 ay içinde merkezi yönetimi, yerel yönetimi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını ve sivil toplumu ortaklık anlayışı ile buluşturmak üzere bir araya getirecek Genel Kurul, Yürütme Kurulu, Meclisler ve çalışma gruplarından oluşan kurumsal bir Kent konseyi oluşturma şartı getirmektedir. Belediyeler Kent konseyi oluşumuna yardım ve destek sağlamakla sorumlu tutulmuştur. Yönetmeliğe göre her belediyenin kent konseyi kurduğu düşünüldüğünde; kent konseyinden gelecek ve belediye meclisinde gündem maddesi olarak görüşülecek kent için yapılan proje ve çalışmalarla yerelde yönetişim anlayışının ve yönetime, kent için alınacak kararlara dahil olma becerisinin kentliler üzerinde etkili olabileceği ve ortak akılla yönetişim içinde olan kentin, sürdürülebilirlik bağlamında daha etkili ve verimli kararlar alabileceği, yönetim için de toplamda motive edici bir süreç yaşanabileceği öngörülebilir. 

Dolayısıyla, Kent konseylerinin görevleri; "yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılması, hemşehrilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesi, çok ortaklı ve çok aktörlü yönetişim anlayışının benimsenmesinin sağlanması, sürdürülebilir gelişmenin sağlanması ve bu konuda ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik planların hazırlanması ve uygulanmasının sağlanması, kente ilişkin temel stratejiler ve faaliyet planlarının belirlenmesi, uygulama ve izleme süreçlerinde tüm kenti kapsayan ortak bir aklın oluşturmasına katkıda bulunulması, yerellik ilkesi çerçevesinde katılımcılığı, demokrasiyi ve uzlaşma kültürünü geliştirmesi, kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal ve benzeri değerlere sahip çıkılması ve geliştirilmesi, kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımına katkıda bulunulması, sürdürülebilir kalkınma anlayışına dayalı kentin yaşam kalitesini geliştiren, çevreye duyarlı ve yoksulluğu giderici programların desteklenmesi, sivil toplumun gelişmesine ve kurumsallaşmasına katkıda bulunulması, çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin toplumsal yaşamdaki etkinliklerini arttırmak ve yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarının sağlanması, kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin uygulanmasına katkıda bulunulması, Kent Konseyinde oluşturulan görüşlerin değerlendirilmek üzere ilgili belediyeye gönderilmesinin sağlanması" olduğu için, bu motive edici gücün kentte sürdürülebilir bir yönetim anlayışı sağlayabilecek yapıda ve nitelikte olduğu görünmektedir.

Kentine sahip çıkarak; aktif katılım ve çözümde ortaklık ilkelerinin bütünlüğünde, kentlerin yaşanabilir bir geleceğe taşınmasına katkıda bulunmayı, kent ve kent yaşamına yönelik temel ilkeleri hayata geçirmeyi, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini ön planda tutmayı, uluslararası gelişmeleri ve ülke koşullarını gözeterek, tarafsız bir yaklaşımla görüş ve önerilerini oluşturmayı, katılımcılığı ve ortak akla dayanan uzlaşmayı esas almayı, değişimi ve yenilikleri önceden fark ederek sonuç odaklı çalışma kültürünü çalışma ilkeleri olarak benimseyen Kent Konseyleri; kentte yaşayan halkın kentin tüm organları ile bir yönetişim anlayışı içinde yönetime dahil olabileceği, yaşam düzeyinin yükseltilmesi, katılım bilincinin ve demokratikleşmenin kökleşmesi, politikalara uyum sağlanması ve toplumsal barışın derinleşmesi bakımlarından önem arz eden ve kalkınma yolunda sosyaekonomik kültürel gelişme için sürdürülebilir önemli bir kurumsal yapı olarak değerlendirilebilir.



Kaynakça

Arar, A. (2021). Yerel Gündem 21

Bursa Kent Konseyi (2021). Yerel Gündem Nedir?

Yılmaz, O. (2021). Yönetişim ne demek?

Görsel: Stefano Boeri Architetti . Sürdürülebilir ve Akıllı Bir Kent

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
learn by gamıfıcatıon (16).png

  Öneri ve yorumlarınla değer katabilir, etkileşimde bulunabilirsin..

  • X
  • Instagram
  • LinkedIn
bottom of page